Öne Çıkan

Öksürük reçeteleri

Kışın gelmesi ile birlikte hastalıklar başladıııı… Hele ki kreş sezonunu açan veliler için hazır paket olarak gelen bin bir türlü bela var. Sen çocuğu üşütmiycem diye şallara, örtülere sar, sonra çocuk kreşten bi gelsin burnunun ucunda sümük! Eeee hep dizinin dibinde olmayacak, hep koruyamayacaksın. Bazen de olan olacak, sonrasında hızlı aksiyon alan kazanacak. Nasıl mı? Şöyle efenim; çocuğunuz kreşten bir Hülya Koçyiğit öksürüğü ile geldi diyelim. ( kısa kısa, gereksiz, sanki boğazına bir şey kaçmış da filan gibi…) 1. öksürdü hemen panikle ıhlamur kaynatmaya koş demiyoruz tabi.. bekle. 2. öksürük de geldi. hımmm düşünmeye başla hemen… 3. öksürükte ise mutfağa koş bakalım aşağıdaki malzemeler var mı?

Öksürüğü çok abartmamak lazım, ama bakınız önemsemeyin demiyorum, abartmayınız 🙂 Etrafımda sayısızca örnek oldu bu kış. Bir şekilde geçmeyen hafif öksürük, veya sonrasında hafif burun akıntısı ( sürekli ıslak ve nemli bir burun) uzunca bir süre geçmezse, gece yattığında genze doğru yolculuğa çıkıp, oralarda dolaşıp, sonrasında orta kulak iltihabı olarak size faiziyle geri dönebiliyor! Öksürür öksürmez öksürük şurubunu dayamayalım da biraz üzerine düşelim.

1- Ballı , zencefilli elmalı çay: Tarifinin % 80 ini yazmış oldum zaten 🙂  Elmayı 4’e bölüyoruz, kabuğu, çekirdeği, sapı dahil olmak üzere tencerenin içinde atıyoruz. Limon için de aynısını yapıp, iki dal kabuk tarçını ilave ediyoruz. Zencefil ve su ekleyerek kısık ateşte kaynamaya bırakıyoruz. Ben şahsen zencefilin baskın tadına alışamamış birisi olarak, eklemedim yinede tarif işe yaradı 🙂 Süzdükten sonra bal ilavesi yaparak miniğinize içirebilirsiniz. Ben limonunu fazla koymuşum ki bal ilave etsem de ekşimsi bir tadı oldu ama Nefes hanım ekşi şeylere bayıldığı için severek içti. Sizde miniğinizin damak tadına göre hangisini daha çok  seviyorsa miktarını biraz arttırarak hile yapabilirsiniz !

2- Kara turp + bal karışımı : 1 adet kara turp alınarak üst kısmı kapak gibi kesilir, içi kabak oyucağı ile oyulur,  oyulmuş kısmın içine bal eklenir, kapak kısmı kapatılır. yaklaşık 6 saat içinde turbun özsuyu bal ile yer değiştiriyor. Hafif tatlımsı, ama baldan daha sulu, turp aromalı bir sıvı kalıyor. Bunu direkt bebeğinize içirmek zor olabilir. Ben sütünün içine katarak, suyunun içine karıştırarak çeşitli anne hileleri ile içirdim !

3- Öğlen ve akşam sütlerini ısıtırken içine 1 tatlı kaşığı kekik koydum. Kekiğin eski zamanlardan beri şifalı etkileri bilinir. Süte hafif bir kekik aroması geçiyor. Nefes hanım önce bir tadına baktı, eyvah içmeyecek mi? derken hepsini lıkır lıkır içti…

Her gün bu üç reçeteyi de uyguladım. 3. gün şak! diye kesildi öksürük!!

Hepsi de mutfakta, olmadı komşuda bulunabilecek malzemeler bence ( kara turp  için belki markete gitmek gerekebilir 🙂 Ama bu kış bizim  sebzelikte her daim elma, turp ve limon bulunduracağımız kesin !! Tüm miniklere geçmiş olsunnn…

Tabiki bunların dışında milyonlarca reçete bulabilirsiniz google’a #öksürük yazdığınızda! Ama anne dediğin işe yaramazsa ne yapsın ki o milyon tane reçeteyi dimi ama? Ben nefes hanım için uyguladığım ve faydasını gördüklerimi sizinle paylaştım. Umarım beğenirsiniz. Beğendiyseniz lütfen beğen butonuna tıklamayı ve arkadaşlarınızla paylaşmayı da unutmayın. Bilgi paylaştıkça çoğalır.. Anne dediğin paylaşır 🙂

Uyku eğitimine ne zaman başlasam?

Instagramda her başarılı uyku seansı sonrası fotograf ekliyorum. ve ardı ardına mesajlar geliyor.

nasıl yaptınız?

ne zaman başladınız?

Aslında çok da yapılmayacak iş değil, kurallar gayet net ve basit, bir kaç kelime motivasyon verdiğim bir çok kişiden teşekkür mesajı almak beni hem çok mutlu etti hem de şaşırttı 🙂 Ne yapmıştım  ki ben??.. Bu konuda uzman değilim, sertifikam yok, sadece gaza getirme konusunda iyiyim sanırım. E ne mutlu bana 3 -5 anne/bebek  geceleri bu sayede güzel uyuyorsa!

Baştan söylemeliyim ki, inanılmaz bir bilgi kirliliği var internette… Herkes bişiy yazıyor, herkesin bir fikri var… Tabiki bu konuda ben ilk önceliği işin uzmanlarına verdim. hamileyken çok okuyup araştırma fırsatım oldu. Ve karar verdim ki bebek için uyku düzeni en önemlisi! Çünkü  uykusunu almayan bebek, yemek yemede de zorlanıyor, gazı oluyor, bunlar bebekte stres yapıyor ona çemkiriyo, buna ağlıyor.. Zaten lohusa olan dişi kişide sigortalar ( izmirliler için ‘asfalyalar’) atıyooor! Bunu anlayınca bir kaç kitap aldım ve uygulamaya çalıştım. Ama baştan söylemek lazım, her bebek kendine özel. Dolayısıyle kitaplar iyi güzel hoş, ama kendinizce ve bebeğinize göre bir iki ufak dokunuş yapmanız gerekebiliyor. Kitabi bilgiyle de en doğrusunu bulamıyabiliyor insan. Azıcık  da mantık lazım yani 🙂 Mühendis bir kişilik olarak belkide hayatımda en çok faydasını gördüğüm analitik düşünme becerim burada çok işe yaradı. O zaman tırı vırıyı geçelim olaya gelelim;

Bebek doğdu, haydi geçmiş olsun canım!

Önce ve en önce hatta 1. maddedende önce, doğan bebeğinle tanış ol…

Benden Nefes ile ilgili deneyimlerimi soran bir çok yeni doğum yapmış arkadaşım var. Hepsine nacizane deneyimlerimi anlatırken hatırlattığım bir şey var, Nefes hareketli bir bebek! Eğer seninki böyle değilse, soru sorman için doğru kişi değilim… Yani doğduğu andan itibaren uyuyan bebek var, doğar doğmaz yaygaracı olan bebek var, doğduğu andan itibaren bıraksan emekleyecekmiş gibi hareketlisi var.. Bizimkisi en sonuncu tipe giriyor 🙂 Uyku eğitimi denen şey bebeğinin tipine göre değişir. Bu biiiiiiiiir…

Adam 7/24 uyuyan bebek doğurmuş, facebook gruplarında ”bebeğim uyumuyoooor yardıığğm ediiiiğğn” diyen anneye diyor ki, ”ay canım az sabret 6 ay sonra herşey düzene giriyorrr!” Kızım delimisin manyak mısın napsın o gariban 6 AYY?? Kaldıki 6 ay boyunca düzensiz uyku bir süre sonra bebeğinde manyağa bağlaması ile diyaloglarda ciddi sıkıntı yaratabilir. Baba evden kaçabilir 🙂

Uyku eğitiminin detaylarını (benim uyguladığım yöntemi) Tracy’nin kitabından, internetten vs bulabilirsiniz. Ben onları yazarak yazıyı  baymak istemiyorum. Zaten kadıncağız haftalara aylara göre koca kitap yazmış, ben ”bebeği yatırıp kaldırın, ağlarsa sırtını pışpışlayın” diye özetlemek istemem. Ayıp olur. Amerikayla ilişkilerimiz bozulur vs vs.. Yazımı, mümkünse pozitif olmak ve elimden geldiğince bebesi uyumadığı için bu yöntemi denemek isteyen ve  bir umut internette olumlu bir şeyler arayan anneler için yazıyorum. Bu yazıda cevap bulabileceğiniz belli başlı sorular şunlar olacak;

  1. Eğitime ne zaman başlasam?
  2. Hangi yöntem?
  3. İmkansız mı?
  4. Ağlıyor mu?
  5. Şart mı?
  6. Değer mi?
  7. 1 kere bu eğitimi verince uykusuz gecelerden kurtulur muyuz?

Eğitime ne zaman başlasam?

Genelde 6 aydan sonra eğitimin karşılığını alırsınız deniliyor, 4 aydan önce başlanması önerilmiyor. ( Sizin için de, bebek içinde sabır isteyen bir sürec zaten, bebek bu kadar minnakken asabını bozmayalım diye herhalde )

Ben kundakta durmayan, yarım kundak yapsam o dışardaki iki eliyle beşiğin içini darmaduman eden Nefes hanım için uyku eğitimine başlamaya 9. ayda cesaret ettim.

Erken başlamanın avantajı şu; 4 aylıkken başlayınca hemen cevap alamasanız bile, 6. aya girdiğinizde cevabı hızlıca alabilirsiniz. Ama 6. ayda başladığınızda tabiki sonuç almak 7 aya kalacaktır. Ama o 1 aylık teselli için 4. aydan 6 aya iki ay uğraşmak benim matematik hesabıma uymadı :)) tercih sizin…

Hangi yöntem?

Tracy Hogg-yatır kaldır yöntemi

Neden bu yöntemi seçtiğimin çok özel bir sebebi yok, sadece şunu biliyorum ki, 2 gün deneyip ay yok bunu yapamiiyciim deyip, başka yönteme geçmek, onuda 2 gün deneyip sonra 3 gün kucakta sallamak asla ve asla yapmamamız gereken bir şey. Uyku eğitiminin belki de en önemli noktası yapacağınızdan emin olmak emin değilseniz henuz başlamamak veya uygun bir gaz kaynağı  bulup kendinizi gaza getirmek 🙂 ( kocanız olabilir  muhtemelen bu kaynak, eğer kocanız bu işe mantıklı bakmıyorsa zaten hiç başlamayın, sinir ve asap bozukluğu olabilir, kocanızın ev içindeki lakabı cicişten hödüğe terfi edebilir ) Kocanız burda muhtemelen en büyük destek ve güç olacaktır, olmalıdır. Önceden oturup konuşun, kendisini bilgilendirin. Sonra çocuk niye avaz avaz bağırıyo demesin 🙂 Hatta mümkünse uyku eğitimi sonrası bozulan moraliniz ve yorgunluğunuz için birazcıkda o sizi pışş pışşlasın, sevsin, öpsün filan 🙂

Bir de istikrar çok önemli, zırt pırt yöntem vs değiştirmeyin. Anne dediğin başladığı işi bitirir! dimi ama?

İmkansız mı?

Değil tabiki. Kitapta milyon tane örnek var! Önce kendinize inanın… Sonra şöyle bir bakın bebeğinize! Olsa olsa 60-65 cmlik bişiy! Bir şekilde bu uyku durumunu çözeceğinizi, sabır ve sakinliği bu eğitim boyunca korumanız gerektiğini söyleyin kendi kendinize… O sizi pek iplemesede siz kendinize güvenin!!

uyku eğitimi
Uyur mu ki bu tip??

Gerçekten ben şunu anladım ki, kendinize güvenin, aslında güzel bir şeyi bebeğinizin iyiliği için yaptığınızı bilin.. ve hazır olduğunuz zaman başlayın! Şimdi buraları hızlı hızlı okuyup, amaaaan tırı vırı yazmışsın demeyin. Yöntem gerçekten basit. Ama bu yöntemi uygulamaya başladığınızda, bu motivasyonun ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız hemen 🙂

Ağlıyor mu?

EVET. Ama ne kadar? hani şu odaya bırakıp çıkılan ve çocuğun avaaaz avazzz ağladığı eski yöntemler gibi değil, siz yanında hatta karşısında olduğunuz için biraz aslında ”alsana beni kucağına, alsana.. alsana hadi.. hadi be … al artık beni kucağına… al ulaaaan beni kucağınaaaaaaaa..” şeklinde bir yalvarma ağlaması 🙂 Ve süreler bende şöyle oldu;

  1. gün uyuma süresi toplam 45 dakika, katılarak ağlama süresi : 15 dak.
  2. 45 dak- 15 dak
  3. 35 dak – 5 dak
  4. 27 dak – 3 dak
  5. 9 dak – yok
  6. 6 dak – yok
  7. 2 dak – yok

İlk gündeki süreye bakarsanız, vazgeçenlerin yada ben bu eğitimi veremem diyenlerin %90’ı 1. günde pes ediyor.

uyku_eğitimi
emeklerken uyuyakalanlar…

Halbuki 5. günde katılarak ağlamalar kalmıyor, çünkü uyuyabildiğini anladığı için o kadar da kızmıyor size. Ama burda önemli bir nokta var. Bebeğinize biraz kimin güçlü olduğunu hissettirmeniz lazım. Yanlış anlaşılmasın kaba kuvvetten bahsetmiyoruz! Ama onu yataga yatırırken emin bir sekilde tutup yataga yatırmanız gerek. Yani arada bir ”ayy yavruuuum kıyamam sana” lar olursa velediniz anlıyor ” ooo tamam yufka yürek bizimkisi, ben bi bağırayımda bizimkilerin sıcacık geniş yataklarında sabahı ederiz” zihniyetine bürünüveriyor.

 

Şart mı?

Ben bir yerde şu sözü duydum ve çok hoşuma gitti.

Çocuğumumun hayatta kendi kendine başardığı ilk şeyi 9 aylıkken yapmış olması benim için çok gurur verici, onun için de muazzam bir his değil midir??

İşte tam da bu sebeple ben bu eğitimi verdim. Tabiki yan faydaları da  var, 11 kilo olmuş bebeği hala kucakta sallamıyor olmanın dayanılmaz hafifliği :)))

Veya yatağınızda sizinle yatması sizin için sıkıntı oluşturmuyor ise… Ben kesinlikle uyuyamıyorum. Nedenini bilmiyorum ama uyandırcakmışım gibi geldiğinden sanırım hiç uyuyamıyorum. He birde anne-babanın da bir özel hayatı var değil mi? Özel bir sebep olmadıkça çok gıcık oluyorum çocuğuyla uyuyup kocayı salona gönderenlere…

Değer mi?

Tabiki bende bir dönem kucakta salladım, bazı günler yatagıma aldım… Ama işin özü eğitim bitince ”sanki daha erken başlasaydım da olurmuyduki? ” heyecanı 🙂 Zaten kucakta sallamanın bel fıtığı habercisi olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Lütfen bebeğim uyusunda ben yürüyemiyim, öliym ben, saçım süpürge olsunnnnn duygusallığına girmeyelim, bu tiplere de gıcığım.. En paspal şekilde çocuk bakana bir madalya verildiğini görmedik. Hem çocuğa hemn kendinize bakın olur mu canım ? Ben çocuğumla uzuuuuuun yıllar birlikte olmak için sağlığımı korumak zorunda olduğumu düşünüyorum. Daha Nefes hanımın cocuğuna filan bakcamm :)) ( bakcam derken Nefes’e uyku eğitimini öğretcem, sonra ben topukkkk 🙂

Bi ayakta sallamayı deneyimleyemedim, çünkü Nefes hanım oyun sanıyor, bi sağa bi sola savrulurken gram ölçeğinde olan uykusu iyice kaçıyordu 🙂

Sorunun cevabı; kesinlikle değer…

1 kere eğitim verince uykusuz gecelerden kurtulur muyuz?

Öyle bir dünya yok malesef. Diş çıkarma geceleri eğitim sırasında olursa bir kaç basamak geri dönebilirsiniz. Süreler azalıp dururken artarsa bile pes etmek yook!..

Bizde durum ne mi oldu? Tam eğitim bitti, bizimki yattığı gibi uyurken, biz onu anneanneye bırakıp 1 hafta tatile gittik ( geç kalmış lohusalık hakkımı kullanmasamıydım? 🙂

Sonuç: Eğitimli çocuğu gerek kendi yatagında, gerekse kucakta pış pışlayarak uyutan anneannemiz sayesinde Nefes hanım en başa döndü :)) İşin şakası, tabiki başka sebeplerde var.. Onları da 1 yaş sonrası uyku eğitimi yazımda sizinle paylaşacağım. Bir yöntem daha denendi ve başarılı olundu… instagramdan detayları takipte kalınız.Özellikle story kısmından uyku eğitimi paylaşımlarını kaçırmayınızzz 🙂

#annededigin instagram sayfası;

https://www.instagram.com/annededigin/

Bebek geliyoor, hazır mısın?

Tebrikler hamilesiniz! lafını duyar duymaz hazırlıklar başlar! Odası, beşiği, kıyafetleri ve onun için lazım hersey! Derken sıra halihazırda oturduğunuz evinize gelir? eee haydi toplansın ortalık… HAYIR! Toplanmayacak o ortalık… Bebek kişisi yeni bir ortama geliyor. Bunu bilmeli ve anlamalı. Yoksa bi bakmışşsın çocuk ilkokula giderken salonun ortasında ev ödevini yapıyor. Sonra dersin ki ”ay napalımm sevmiyor odasında oturmayııı” sevmez tabi!… 🙂 ” ay nolcakk, feda olsun herseyim ona, dağıtsın evimi amaaan” vs gibi laflarla kendimizi memnun ediyoruz aslinda. Tabi ki cocuklarimiza canimiz feda, fakat onlara haklarini ozgurluklerini baskalarini kisitlamadan yasamalari gerektigini de anlatacak ogretecek olan bizleriz! Tabiki ara sira evimiz dagilacak, ama sonra birlikte toplayarak ogretecegiz.

Hooşgeldin bebek!

Bebek dünyaya gelmek üzere hazırlanırken içinde bulunduğu ortam karanlık, sıkışık, ıslak  ve sessiz bi yer… Sen aynı ortamı sağlamaya hiç çalışma bence, hiç hoş olmaz  🙂 Merak etme o da çıktığı an içinde bulunduğu yeri ne olursa olsun muhtemelen çok sevecek. Çünkü hiç bir hazırlık olmasa  bile sen varsın orda 😉

Peki ne yapacağız? Yeni dünyasını ona bolca anlatıp öğreteceğiz. Ona zarar verecek seyler haricinde hiçbirşeyi kaldırmayacaksın ortadan. Belki düşürecek, bir gürültü kopacak. İki.. üç… anlatacaksın.. Sabırla. Tabiki anneannenden kalma antika vazoyu ortada bırak demiyorum. Hem ona hem sana zarar. Ama örtüler, mumluklar, süsler ilk başta ilgisini çekiyor, alıp kurcalamak istiyor. Ama inceleyip ellemesine izin verirsen, 3- 5 kezden sonra bakmayacak bile. Sen ona ilk dokunduğunda çığlık kıyamet bağırırsan, o zaman her salona girdiğinde ilk oraya koşmaya başlayacak. Doğanın kanunu bu 🙂 kaçırılan kovalanır. Sende başlayacaksın hepsini kaldırmaya. Sonra onların yerine içerden oyuncaklar gelecek…

bebek-geliyor
koskoca ev varken, bu oyun parkında mı oturcam yahu????

Peki ama neden kasacağım böyle, bıraksam cümbüş şekline yaşasak ne olur?  Ben dağınık da severim, diye düşünebilirsin…ama işte her enteresan davranışın çocukluktan gelme olduğunu uzmanlar da söylüyor. ”Uzan bakim şuraya çocukluğuna dönelim” diyen psikologu hepimiz tanıyoruz değil mi?

Her istediği olan çocuklar ilerki hayatlarında nasıl duvara tosluyor görüyoruz. Belki sen ona maddi imkanlarınla, süpürge ettiğin saçınla en iyisini en harikasını veriyorsun.. ne şahane…

Peki ilk kez sevgilisi tarafından terkedildiğinde ne yapacaksın? sen mi alcan mı yenisini?

Hani şu ‘ya benim olacaksın ya gara topraaagıınn’ mantığında sevenler var ya… işte onları kim yetiştiriyor acaba? Tabiki anne dediğin ! Adam bıçaklamış onu terkeden sevgilisini 3 yerinden! Annesi de tv de diyoki, ”ah ben onu nasılda özenle büyüttümmm, yavrum nasıl yaptı böyle bir şeyi anlamıyorum”  Anlamazsın ki teyze. Adam ne istese alıyor 3 yaşından beri .Öğretmemişsin ki?? ( 3 yaşından  öncede muhtemelen düzgün konuşamadığından isteyemiyor yani 🙂

Yada dışardan gelen başka başka bir sürü tepkiye karşı nasıl davranıp nasıl başaçıkacağını nasıl öğreteceksin?? Evet tüm bunların eğitimi önce evin içindeki eğitimle, bebek  emeklemeyi keşfettiği anda başlıyor…

  1. O çocuğa bir odası olduğunu, kişisel alanının bu oda olduğunu
  2. Evin diğer alanlarının ortak kullanım alanı olduğunu ve saygılı davranması gerektiğini
  3. Anne-baba odasının anne -babaya ait olduğunu öyle zırt pırt girilmeyeceğini

SEN zamanında anlatmazsan… paşa paşa salonda oturursunuz şimdi ailecek.

Tabi burda hemen sesler yükselecektir. ”Ay zaten akşamları iki saat görüyorum çocuğumu!”

Evet bu da günümüz çalışan ebeveynlerin sorunu…  Yani bu senin sorunun. Hem yandan yandan survivor izleyip bir yandan cocuğunla ilgileniyor olmakla vicdanını rahatlatma canım 🙂

Hadi bakalım şimdi herkes odasına :)))

 

Diş çıkartmaya hazır mısınız?

Bu yaşta zor iş, kaldıki şuncacık bebe için çok daha çileli olması muhtemel… Hatta abarttığımı sanmıyorum ama bebelik sürecinin bence en meşakkatli olayı. Etinin içinden bişiy çıkıyo! aman yarabbim. Peki ama benim merak ettiğim şu;

  • Neden gündüz değil de gece çıkıyor?
  • Neden tam geçti derken yarım saat sonra tekrar vuruyor?
  • Neden kafada bir ateş oluyor?

1-Çünkü vücuttaki tüm ağrılar filan gece çıkıyor, bizde de öyle. Hormon dengesi değişiyormuş. Bir de vücüt gece bakım/onarım moduna geçince kan akımı onarım gereken bölgede yoğunlaşıyormuş, bu da ağrı yaşamamıza sebep olurmuş ( miş miş miş de muş muş muş diye bir şarkı geldi aklıma 🙂  Sonuç: gündüz uykunuzu iyi alın, geceye hazırlanın!!! Yada ağrı nöbetlerini anne-baba bölüşün. Haydi beyler mesaiye…

2-Sanırım bu surları koç başıyla yıkmaya çalışmak gibi bişiy 🙂 vuruyosun olmuyor vuruyosun olmuyor. Sabaha kadar deniyor o diş oradan çıkmaya … siz uyudu diye salya sümük uyku moduna geçmeyin, yarım saat sonraya alarmı kurun 🙂 hatta tavşan uykusu nedir bilmeyen ebeveynler ekran başına, çabuk öğreneceksiniz merak etmeyin!

3- Kafa ateşi tabiri diş çıkarma dönemiyle girdi hayatımıza. Bütün vucudun ateşi soğuk algınlıklarında karşımıza çıkarken, sadece kafanın ates gibi olup, koltuk altından ölçtüğünüzde 37 derece çıkması durumu. İnsana ‘noluyo lan bu çocuğa’ dedirten bir durum 🙂

Her yazının başına yazmak gerekir aslında. Tüm bebeler farklı, tüm bebelerin tepkileri de farklı. Bu yazan 3 özellik ise en genel özellikler sanırım. Ben Nefes hanım’ın dişi çıkarken özellikle şiddetli bir huysuzluk ve mutsuzluk haline tanık oldum. ne yapsan mutlu olmayan bir çocuk oluyordu. O gece anlıyorduk ki her an alarm çalabilir, çalıyordu da… Biraz anne şefkati, biraz kafaya konan serin bez, ve bolca güzel ninni ile huzur bulup kendini güvende hissetmesi ağrıyla baş etmesinde iyi geliyordu sanki.

Doktorun dediği…

Doktora sorduğunuzda malesef ne uyku konusu için ne diş çıkarma için pek de kesin bilgiler vermiyorlar. Bu konuda benim gibi yüksek beklentiye kapılmayın. Her bebe farklı olacağı için verdikleri bilgilerin işe yaramaması halinde sıkıntı yaşamamak  için sanırım risk almak istemiyorlar. Ben bu konuda oldukça hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Çocuk doktoru deyince çocuğu büyütürken ona sorcaz o söyleyecek sanmıştım. Öyle değilmiş o durum 🙂  Zaten ‘diş çıkarınca ne yapacağız?’ dediğimde ‘hiçbişiy’ demişti. Tamam ilaç yanlısı değilsin de bari yeşil soğanı söyleyeydin diyorum şimdilerde.

‘O alt azılar ne zooor çıkooorr’  diye hönküren teyze;

Zaten doktora ya da herhangi birine danışana kadar, siz istemesenizde size deneyimlerini aktarmaya çalışan çok gönüllü anne var. Ama nedense hep uykusuz geceler, gazlı bebeler , çok zor çıkan dişler filan anlatılıyor. Herkesin çocuğu bir canavar adeta. Ve en canavar çocuğu kim yetiştirdiyse o en harika anne! Nefes sosyal bi çocuk olduğu için gittiğimiz mekanda yan masanın dikkatini çabucak çekebiliyor. Oradada bir deneyim öbeği olduğunu hemen anlıyoruz. Tabi başlıyor bir sohbet;

ilk-dis

-ahh canım ne güzel de gülüyor 🙂 Adın ne senin bakiiiimm? (cocuğun cevap veremeyeceğini bilerek onu soru sormak enteresan bir takıntı, bana sorsa söylerim halbuki :))

-……

-Adıınnn ne seniiinnn heeee??

-(anne dediğin konuya dahil olur) Nefes.

-ayyy senin dişlerin de mi çıkmışşş, nasıll kaşınıyoo muuuuuuu??

-(anne dediğin yine iç ses olarak sohbete katılmak  zorunda) yok suan 14 tane dişi var zaten, kaşınmıyorlar sanırım.

-aaa bakimm ( çıkmayan hangi dişi varsa o dişe atıfta bulunarak) ayyyyy şimdi alt azılar geleceeekk, çook zor çıkar onlarr annnemmmm ahhhh ahhhhhhhh, ne de uykusuz geceler geçireksinizzzzz!!!

-(Nefes’te ”sorduk mu?” bakışıyla birlikte, ”bu teyze neden böğürüyor ” bakışının karışımı 🙂

-(anne dediğin) Peki bilgi için çok teşekkürler, size hayırlı günler..

halbuki güzel şeylerden bahsetsek dimi ama? moral bozmasak?

Bizde de oldu tabiki uykusuz geceler, ama bak ben böğürerek yazıyomuyum buraya?

İşimize yarayan bilgileri konuşuyoruz, ne de güzel oluyor!

Peki ilk diş ne zaman çıkar?

Bu konuyu Nefes hanım doğduğunda araştırdım. Çünkü bir çıkmaya başladımı hiç durmuyormuş bu süreç. Ardı ardına geliyorlar! Okuduğum kaynakta 7. ay civarı çıkar dediğinde oh dedim bu 7 ayda uyku düzenini oturtmak lazım. Derken ilk  diş 5. ayda geldi 😦 Ama 1,5 yaşında da gelse bu durum normal. Yani diyeceğim o ki; diş konusunda çok okuyun, bilgi sahibi olun. Ama kötü deneyimleri filan es geçin, çok da doldurmayın kafanızı negatif şeylerle. Siz pozitif olan deneyimler, diş ağrısına iyi gelen şeylerle filan doldurun kafanızı… iyi düşünün iyi olsun.

dis-cikartma
İlk ikisi kolay çıktı da, diğerleri için söz veremem tatlım!!

eee hadi bakalım ebeveynler hazır mısınız diş çıkartmaya ailecenek? Çok eğlencess :))

Pek yakında; Diş çıkartma yazımın 2. bölümü…

  • fayda-zarar karşılaştırması
  • Peki ya diş jeli?
  • Doğal yöntemler

ve daha fazlası için beklemede kalın…

Annelere 3 bilinmeyenli denklem?!?

#annededigin için emzik-biberon-meme üçlüsü ne zor kararlar silsilesi imiş meğer… Emme güdüsünün yegane araçları… Gelin hepsinin artı ve eksisine bir göz atalım. Konuşalım, tartışalım…

1-Emzik ; alsa bi dert almasa bi dert

Emzik alan bir çocuk annesi olarak bazı durumlarda şuan emzik almasa napardık??? dediğim çok olmuştur. Çılgın ağlama krizlerinde en büyük yardımcımız, sürekli mızırdanan çocuk susturucusu, yüce icat! Evet, emzik candır! Peki ya sonrası… Emzik emmenin damak yapısını bozduğu rivayetleri, ‘ah bizimki ortaokula kadar emzik emerdi, bir türlü bıraktıramadık’lar.. insanı bilinmezler diyarına sürüklüyor. Bebeğimi sakinleştirdim derken acaba damak yapısını mı bozdum? Yoksa psikolojisini mi? diye de düşün dur…

Ben çok okuyup çok da araştırıyorum ama şunu farkettim ki neyi araştırırsan araştır, iyi diyen 50 kişi varsa kötü diyen de 50 kişi çıkıyor internette 🙂 Peki ne yapıyorum ? Bir sürü bebek ve bir sür anne var, mümkünse sizin tarzınıza ve bebeğinizin tipine yakın annelerin tavsiyelerine 5 puan değeri verin diğerlerine 1. Terazide kesin bir taraf daha ağır basacaktır 🙂 Nede olsa Nefes hareketli bir bebek, çok nazik ve kırılgan bebeği olan bir anneyle benim tercihlerim ve uyguladıklarımın aynı olmasını bekleyemeyiz öyle değil mi?

İngilizcesi ‘pasifier’, ‘yatıştırıcı’ bizde neden emzik?.. Çok fazla detaya giremeyeceğim bir takım dil bilim ıvır zıvırı sanırsam. Lakin sakinleştirici/yatıştırıcı bence gayet uygun ve net bir tabirmiş 🙂 Biz evde ‘susturucu’da diyoruz ama Nefes hanım’a ayıp olur sonra alınır bize hiç konuşmaz diye bu sözcüğü kullanmamaya çalışıyoruz ebeveynleri olarak :))) çok bilinçliyiz dimi? öhöm öhm 🙂

emzik
Aliym mi emziği? yoksaaa?? 🙂

2-Biberon ; Alışırsa naparım?

Bebe doğar, büyümesi için süt lazım, bazen anneden gelir, gelsede bazen tam verimli gelmez, destek gerekir. İşte bu destek neyle verilmelidir? Aaaa biberona alışan bebek anne memesini reddeder durumu ortaya çıkar. Buyur burdan yak. Bunun sebebini araştırınca pek de öyle bilimsel şeyler çıkmıyor karşınıza, olay çok basit. Biberondan çekmesede fışır fışır akan süte alışınca, anne memesinden çekiştirmek işine gelmez. Bebemiz dünya hallerini çabuk öğrenmiştir. Herşeyin kolayına hemencecik alışır küçük insan bünyesi. Peki hem yardan hem serden vazgeçmeden nasıl süt vereceğiz? bu konuda benim en büyük yardımcım bir tane anne memesi gibi çekmeden sütün gelmediği biberon almak oldu. İnternetten kolayca sipariş de veriyorsunuz, normal biberonlarla hemen hemen aynı fiyat. Zaten ilk aylardan sonra anne sütünü emmek konusunda uzman olunca normalmiş anne memesi biberonuymuş farketmeden dayadık gitti 🙂 Tabi bu sorunlarda bebeğinizin tipi çok önemli. Nefes biraz toroman ve hırslı bir bebeydi. Emme işini sorunsuzca halledeceğine inanınca her türlü biberonu verdik kendisine. Ama eğer bebeğiniz biraz nazlı veya kibar bir bebeyse (:)) anne memesi biberonuyla devam ediniz. Bizim aldığımız riski almayınız. Kibar bebişiniz kolaya kaçmak isteyebilir. Hakkıdır da…

3- Meme; Sütüm var mı?

Aslında ilk ikisinden de önce bunu yazmak lazım ama ben genelde önemli olanı finale bırakan bir insan olduğum için bu konuyu sona sakladım 🙂 Süt doğumdan hemen sonra gelebilir, iyi de olur ama gelmek zorunda değildir. Çoğu kişide de foşur foşur çoşmaz. Bir damla gelende sütüm geldi der, dolup taşanda geldi der. Doğrudur. Peki önemli olan nedir?

Önemli olan sizin sütüm var mı? yok mu ? az mı ? çok mu? diye soruları dakikada 1500 kere kendinize sormamanızdır. Lakin o bir damla gelen süt, siz bu sorulara gark olmazsanız saatler içinde zaten artacaktır. Ama ziyaretçilerin anlamsızca  sütü geliyor mu soruları? insanı strese sokabilir. Muhattap olmayın, kaale almayın derim 🙂 Sütün var mı diyene ; ‘var anam vaaar hepinize yeter, noldu kahvene mi koycan?’ deyin 🙂 Hem hoş bir anınız olur, hemde millete eğlence. Aaamaaan hormonlardan diyivermişim dersiniz. Çünkü siz an itibariyle #lohusasınız. Hani adam öldürsen suçun yarı yarıya iner. O kadar takmayın milleti.. Sonra olan sütünüzden de olur, bakakalırsınız öyle memenizi sıkıp sütün gelsinn diye uğraşan hemşireyle 🙂 Şaka bi yana bu da gerçek. (şahitler var, gerçek hikaye)

He bu arada;

  • sütün miktar olarak azlığı ve çokluğunun hiçbir bilimsel şahaneliği yoktur.
  • Sütü en çok gelene madalya verilmemektedir.
  • Sütünüz çok az ve çok yağlı olabilir çocuğunuz azıcık sütle toraman olur, ya da bol ve sulu bir sütünüz vardır çocuğunuz kilo alamaz 😦 O sebeple bu kedi kuyruğunu kovalar gibi kendi kendini sürekli etkileyen süt var mı sürecine çok da takılmayın. Lakin sütünüz olmasada bir sürü çözümü var….
  • Bazı kitaplar bebek ağlaması duyunca süt üretiminin arttığını söylüyor. Ben pek inanamadım ama bilim güzel şey tabi 🙂
  • Onun yerine şunları yapın mesela… Güzel şeyler düşünün, mutlu olduğunuz anları, eşinize ilk aşık olduğunuz yeri, en sevdiğiniz yemeği yediğinizi, hatta açın en sevdiğiniz şarkıyı … O süt gelmezse noliiym!!! 🙂 Ne yenilen dereotunda geliyor o süt ne de nutelladan .. Aslında kafanızdaki mutluluk hormonundan direk memeye gidiyor 🙂

Konu meme ve emzirme olunca #annedediğin kişinin  söyleyeceği daha  çok şey var… Bunlar şimdilik ilk kuple olsun..

devamı gelecek…

Lohusa mısın tatlım?

Doğum yapmadan önce hayatımda çok da bir önemi yoktu bu kelimenin. Doğum yapmış kadın anlamına geldiğini ve tadı enteresan bir şerbeti olduğunu bilirdim sadece. Meğer içeriğinde ne buhranlar ne tarifsiz hormon girdapları varmış…

lohusa-serbetim
Bu da şerbeti..

Lohusalık 40 gün sürer derler. Bu 40 gün yeni doğum yapan kızımız el bebek gül bebek el üstünde tutulur. Ama bu bile bazen yetmez, erken menopoza girmiş gibi hersey şahaneyken bile ‘ ayyhhh daraldım ben burda” diyip kalkıp giderse bilin ki lohusadır 🙂

Peki lohusa kafası dediğimiz şey nedir? Doğum öncesi vucutta pik yapan hormonların doğumla birlikte yerle bir olmasıdır. Bi nevi şok durumu! İşte bu sebeple şoka girmiş insana yapılmaması gereken, söylenmemesi gereken bazı şeyler olur. benim için en önemlisi olan bazılarını buraya not düştüm.

1-Sütün geliyo mu?

Bir tek bizde mi var bilmiyorum ama, sormuş olmak için soru sorarlar.. Gelmiyo desem napcan? Sen mi emzircen? Aaa yoksa akıl vercen dimi? Ama canım bana akıl verince kalanı sana yetebilcek mi önce ona bi bakalım dimi?? Bu sorunun 1. derece akrabalar haricinde sorulması yasaklanmalı! Bi de sevimsiz yani komşu teyzenin arkadaşıyla sütümün gelip gelmemesini konuşmak? Öyle diil mi yahu?

2- Ye ye süt yapar!

Sen ne bulursa ye de, vucüt içinden istediğini alır sütü yapar mantığı 🙂 damızlık dana sanki vucut 🙂 Süt yapar diye lohusaya anlamsız şeyler yedirmek adettendir. Mesela ben dereotu yemem, meğer süt yapıyormuş. Hay allah … Sütüm olmasına rağmen dereotu yemem istendi. Tiksinmekten, olan sütümde kaçacaktı :))) herşeyi yiyince süt yapmadığı gibi, sevmediğin şeyi süt yapsın diye yemek de bir o kadar itici!!!

3-Kime benziyor?

Bebeği ille de anne yada babaya benzetmek adettendir. Gelen bütün misafirler öyle güzel sallamasyon yapıyor ki gülmemek için zor duruyorum. Mesela beni yorgun vs görenler bana benzetiyor ki sevineyim, mutlu olayım, züğürt tesellisi yaşayayım… 5 yaşında olsam belki canım da o ‘ kızcığız sivinsin’ gülüşü hiç oldu mu sana? Bir de işin şöyle durumu var ki hamile arkadaşlarımdan da duyuyorum;  ‘9 ay taşıdım karnımda bana benziycekk tabiii!!!’ O ne yahu? Kendine neden kamyonet muamelesi yapıyosun ki? kamyonetiyle pazara karpuz taşıyan amcaya bak bakalım karpuza mı benziyor 🙂 Bendeki mantık şuydu; Yıllarca aynada kendime baktım, kaştı gözdü makyajdı derken ayna karşısında yıllarım gitti diyebilirim. Şurda aşık olduğum, yüzüne bakmaya doyamadığım bi adam var, yakışıklı da kereta! Ona benzese ne güzel olur. Bak bak doyamam dedim. Sonuç ne mi ? Valla bence Nefes hanım aynııı kayınvalidem… Herkes ne yalakasın diyo afedersiniz, ama benziyo valla. Bakıyorum arasıra o muzur bakışlar, komik gülüşler filan :))) Kaynana demedim farkettiyseniz lakin severim kendisini, birlikte epey eğleniriz…. eee nolcak şimdi eve gelenlerin tahminleri patladı. Zaten herkes sallıyo bence, hiç sempatik diil. Hele ilk 20 günde eve gelenlerin o buruşuk suratı bana benzetmeleri hepten saçmalıkkk…

4-Doğum kilolarının hemen gideceği sohbeti

Helllooooouuuu?? Canım daha karnımın şişi inmedi. Sen neden bahsediyon haa? hadi kaldır o koca poponu ve evimi terk et! demeek gelsede içinden oturup dinliyosun öylece 🙂 Ayy bi de en bomba sohbetler ‘normal doğum zaten en sağlıklısı’ diye başlayıp geldiği evde doğumun sezeryan olduğunu öğrenince ayy şimdiki doktorlar çok uzman zaten ha sezeryan ha normal doğumm canımmm diye kıvırmacılar :))) En çok onları seviyorum. malum doğuma 2 gün kalana kadar normal doğum yapacağımı sanan ben, son gün malum nefes hanımın tombişliğiyle sezeryana dönmüştüm ama bundan çoğu kişinin haberi sonra oldu :))) çalışmadan gelincede patladı bir çoğu tabi. Hele hazır cevap olmayanlaaar ; onlar hemen anneme donup; poğaçayı siz mi yaptınız? tarifini alabilir miyim diye sohbeti çevirdi 🙂 ama benden kaçmadı tabiiiii…

Lohusalık, hamilelik, bebek bakımı hepsi kişiye özel aslında… Bu liste daha da çoğaltılabilir… Sayfalar olur hatta ansiklopedisi çıkar. Ben sadece olmazsa olmazlara değindim. Gerisi sizden 😉

 

Uyku şarkınızı seçtiniz mi?…

Uyku eğitimi için çok yöntem var.. İlk denediğim yöntem; bizim evde bi ara kocamdan çok adı geçen Tracy ( tracy hogg) idi. Yatır kaldır yöntemi.  Bunun detaylarını ilerleyen günlerde yazacağım.

uyku-egitimi-9
8 aylık tracy hogg bebesi 🙂

Tam 1 yaşına gelirken artık bizimki yatağında uyumaya başlamıştı kiiii… Meşhur yılbaşı tatilimiz çıkageldi. Anne dediğin bir tatile ihtiyaç duyunca kocası onu Berlin’e götürdü. pek de şahane oldu. Ama döndüğümüzde ne eğitim kalmıştı ne uyku 😦 Zurnanın zırt dediği yerdeydik. Hatta şöyle izah edeyim; uyku eğitimi, günlük bebek rutini, sağlıklı ara öğünler filan… Kitap gibi çocuğumu büyüten ben; patlamıştım!!

En başa dönmüştük. Hatta en baştan bile geriye. Prensip olarak hiçbir zaman Nefes’i yatağımıza almadık. Neden diye soranlar için bunu hiçbir uzman önermiyor, çok  da güzel sebepleri var. Ama işte o cocuk gece 3 te uyanıp yanağını yanağıma koyup bana sümük misali yapışınca ikimizde uyuyamadığımızdan onu alıp yatağa getirmeler başladı. Tabi ardından kendimce bin türlü söylenmece. ”Vay efendim rutini bozduk”, ” ya bizimle uyumaya alışırsa” vs vs..

Ve tekrar uyku eğitimi arayışları başladı.. Bu sefer yatır kaldır ilk seferki gibi güzel sonuç vermediğinden Kim west’in yataga bırak, yanında takıl, yavaş yavaş uzaklaş yöntemini uygulamak istedim. Bu yöntemi de nasıl uyguladım, uyguluyorum yeni bir yazıda anlatacağım. Şimdilik bu uyku yöntemlerinin yanında çerez niteliğinde olan şarkılar ve ninnilerden bahsedeceğim. Bu arada her çocuğun  müzik zevkinin kendine özgü olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Ama sizde her gece uyku öncesi bugün hangi şarkıyı söylesem diye repertuar yapıyorsanız aşağıdakilere bir göz atın derim 🙂

Ninniler

1- dandini dandini dastana;

Benimde bir ninni arayışım oldu tabi Nefes doğduğundan beri. Hangisini sever, nasıl kapanır o gözler?? Klasiklerden başladık… Ama biraz husrana da uğradık.. Mesela Nefes ”dandini dandini dastana’ bebeği olamadı hiçbi zaman. Bu ninniyi sölediğimde sanki ne demek istediğimi anlamıyormuş gibi daha da dikkat kesilip, bazen kaşlarını kaldırıp filan bakardı bana. Tabi ne dediğimi kendimde anlamamış bir insan olarak afedersiniz beni bi gülme tutardı 🙂 uyut uyutabilirsen… Ama bazen bu ninniyi böyle içli bir uzun hava niteliğine büründürüp, sözleri de agzımda geveleyerek yumuşattığımda gözleri kapanıveriyordu… Yani şarkıya bayaa bi cover yapmam gerekiyordu beğenmesi için 🙂

2-fış fış kayıkçı

Bu ninnide de önemli olan fışş fışşşş kısmındaki ŞŞŞŞ harfleri.. yani çok da önemli bir tınısı yok 🙂 lakin şşşş şşşş demekten diliniz damağınıza yapıştıysa denenebilir 🙂

3-Benim annem güzel annem*

Sanırım anneye de motivasyon verdiğinden olsa gerek ikimizde bu ninniyi çok sevdik 🙂 Favorilerimize ekledik. özellikle zor geçen gündüzlerin akşamında ‘benim annneeeeğğm güzel aaağğğnnnnnneeeeeeğmm’ diye gözümde bir damla yaş ve sinir bozukluğu boşalması yaşayarak, içli içli söyleyerek uyu(tt)duk 🙂

Şarkılar:

1- İlk keşfim öncelerden severek dinlediğim bir şarkıydı. Anne olunca da yahu dandini dandini şart mı ? Açayım şurdan romantik bişiy diyerek farkettiğim, çok yumuşak içimli bir şarkı oldu.Siz de  Sarah McLahan- Ice cream  şarkısını Dinlemek için tıklayınız! Buradan bebeğinize de dinletip müzik zevkini yoklamanızı öneririm. Özellikle arka fondaki çıs çıs çıs sesleri ile gözzzlerrr kayıyoooorr….

uyku-egitimi-12
Bakınız çıs çıs çıs sesleri ile kendi kendine kendinden geçen Nefes hanım…

2-Listede 2 numara Mustafa Sandal- beni ağlatma 🙂 yıllardır çok sevdiğim bi şarkıcıdır. Sesi bir Pavorotti değil biliyoruz, ama onun o çatallı ve gizemli sesiyle söylediği şarkılar insana bir huzur vermiyor mu 🙂 Nefes’e de huzur veriyor olmalı ki, Mustafa Sandal’ın her türlü slow parçasıyla gözler kayııyoooor !

3- Şimdilerde ise ‘hanging tree’ ile uyuyor…( Hunger game/ Jennifer Lawrence’ın sesinden 🙂 Evet sözleri biraz çocuklara göre değil ama anlayabildiği yaşa kadar söylemekte zarar görmüyoum. Şarkının linki aşağıda, hem de sözleriyle olan versiyonu koyuyorum, keyifli dinlemeler 🙂

hanging tree’yi benim sesimden dinlemek ve nasıl uyuttuğumu görmek için tıklayınız.. 🙂

Bu video yeni bir şarkı bulmanın heyecanı ile kocaya çekilen videodur. Gözlerdeki mutluluk ve dandini dandini cover versiyona dönmeyecek olmak nasıl da gözlerimi parlatmış 🙂

eee sizde hangi şarkılar, türküler, ninniler var??

uyku-egitimi-8

Bebeğiniz için almanız gereken ilk 5 ve son(!) 5

Bebek ihtiyaç listeleri var. Hamileyken girdiğin bebe mağazalarında eline tutuşturuveriyolar ki gördüğün an  heyecandan oracıkta bir an önce doğur !

Liste bir de aylara ayrılmış, kimisi ilk üç ay için, kimisi 6. aydan sonra lazım neyseki.. Listeyi bu şekilde hazırlayanlardan Allah razı olsun. Hani ilk üç aydakileri alcan, taksitleri biter bitmez öbür ayın malzemeleri için alışverişe çıkcan… Valla bir çoğunun bebek malzemesi üreten firmalar tarafından atmasyon olduğunu hissediyorsun zaten listenin uzunluğundan. Ama Nasrettin hoca misali ‘ya tutarsa?’ diye de düşünüp hangilerini almalı hangilerini  pas geçmeli kısmına geliyorsun. Bir de buna hamilelik hormonları filan eklenince ciddi sıkıntı olabiliyor 🙂 ( heleki benim gibi başak burcu olanlara ve özellikle kocalarına sabırlar diliyorum! Neyse ki ben tecrübeli arkadaş tavsiyeleri ve kendi hormonlarımdan bir mix yaptım 🙂 sonucu burdan paylaşmak istedim. Ola ki etrafınızda doğurmuş kimse yoksa  diye tecrubelerimi şuraya bir yere bırakıyorum.

#annedediğin top 5

1. At yemliği şeklinde önlük

Özellikle blw yapanlar için olmazsa olmaz bişiy. Onu taktıktan sonra isterse evin içinde dolaşarak biskuvi yesin, etrafa zerre kırıntı düşmüyor 🙂 Şahane bişiy. Ben Amazon’da gördüm ve resmen aşık oldum. Sipariş ettikten 20 gün sonra kapınızda. Türkiye’de bu kalite ve bu fiyattakini bulamadım. Yoksa bez önlüklerle yoğurt bile yedirirken önlüğü pas geçip kucağına damlıyor ya, delirmemek elde değil.

 

2. Katlanabilir banyo küveti

stokke-katlanabilir-kuvet

Bebek alışverişi yaparken o heyhüla gibi şeyi evin neresine sokacağız diye düşünüp duruyordum. Bir de bebeği hergün yıkayacağınız düşünülürse 🙂 Dolabın tepesi, yatağın altı, kapının arkası.. yok olmaz hiçbirine sığmaz bir boyut. Taa ki aşağıda resmini göreceğiniz zibidiyle tanışana kadar bu soru kafamı kurcaladı durdu. Markasından ötürü fiyatı pahalıdır diye düşünmeyin, zira normal katlanmayanlarıyla arada 20 lira filan var. E bu fonksiyon için değer bence 🙂 Banyo sonrası katlayıp banyoda istediğiniz araya sıkıştırabiliyorsunuz.

3. Biberon ısıtıcı

Emziren anneler pek işimize yaramaz diye düşünebilir ama eninde sonunda o süt bitiyor 🙂 Dolayısıyla sadece süt ısıtmak için değil, buz çözme fonksiyonu ile de imdadınıza yetişen bişiy.

4.Ev patiği

Büyüklerimiz demiş ki başını serin tut, ayağını sıcak. İşte o misal ilk aylarda yerlerde sürünen, emekleyen, koşturan, zıplayan ve her şekilde yere sizden daha yakın olan yavrunuzun ayaklarının üşüyüp üşümediğini dakika başı kontrol edemeyeceğinizden giydirin şirin bir uludağ kar botu görünümlü ev patiği, dolaşsın evin içinde Ahu Tuğba gibi 🙂

5. Anne memesi tarzı biberon

 

medela-anne-memesi-biberon

Emzirmek önemli, ilk 6 ay anne sütü. Burda hemfikiriz. Fakat sütü gelmeyen var, bi gelip bi gelmeyen var, sütü yetmeyen var, işte arada sütü sağıp anneanne yada babannenin vermesi gereken durumlar var, var da var… Özetle normal biberonlar sıvıyı fışır fışır verdiği için bebeği tembelliğe alıştırması korkusu da var! Anne memesine benzeyen, bebek çekmedikçe akmayan bir biberon kenarda bulundurmak şart. Süt ne zaman azalır ne zaman biter belli olmaz, olduğu anda nöbetçi eczanede bu biberonu aramak ve panik olmamak için alın koyun köşeye. Süt işi bu şakaya gelmez 😉

Peki ya…?

Cam biberon? çok isteyip, kısmet olup da alamadığım şimdilerde ise zerre pişmanlık duymadığım bir malzeme. Plastik olmasın biberon, cam sağlıklıdır diye düşünsek de, kaynar sıcaklıklarda sıvılarla temas etmediği sürece plastik (özelliklede bpa içermediğinden) o kadar da zararlı değil. do not panic!

Diş kaşıyıcı?siz almasanızda bir şekilde hediyelerle vs evin içine girmesi muhtemel bişiy. Ama bilinki bebekler her türlü malzemeyi diş kaşıyıcı olarak kullanıyor zaten.

Sterilizatör? Valla ben kaynattım herşeyi. Bunu da ya mutfağı toplarken ya yoğurt mayalarken organize ettim. Onlar kaynadı ben işlerimi hallettim. Sonrasında kurumaları için bıraktim ve ta daa!!! ertesi gün kullanıma hazır emzikler ve biberonlar vsler… Sterilizatör nasıl zaman kazandırıyor veya fazladan ne yapıyor, beni ikna etmek isteyen varsa yorum kısmına yazsın 🙂 Mikrodalga ile steril edenleri zaten anlayabilmiş değilim, steril malzeme vereyim derken mikrodalgalara maruz kalmak(!) kaldı ki evime bile sokmadım ben o mikrodalga şeysini, bırak ki çocuğun eşyalarını onunla steril edeyim.

Uyku tulumu? Çok gerekli sandık, gece üstünü örtmüyo malum zamane bebeleri. Kime sorsan ay bizim çocuk örtünmüyo da! serzenişiyle karşılaşıyosun, anlaşılan herkesin bebesi aynı. Gittik aldık tulumu, ama bizimki meğer ateşliymiş, kan ter içinde kalıp bir de uyluları bozulmasın mı! Tövbe diyerek kenara attık uyku tulumunu, belki karlı geceler veya kalorifer bozulursa kullanırız 🙂 e anneanneler sobalı evlerde büyürken mothercare’in uyku tulumu mu varmış ki?? 🙂

Kirli torbası? Bu da değişik versiyonları olan, hatta nevresim takımı ile bir örnek olanını bile gördüğüm ve neden satınalmak gerekir bilemediğim bir parça 🙂 Bebeğinizin odasının renklerinde bir yastık kılıfınızı gayet de güzel kirli torbası olarak kullanabilirsiniz 🙂 Zaten içinde kilolarca kirli birikmiyor 🙂

Daha yazsam roman olur ama bence ilk etap için ilk 5’i hazır edin, son beşe bulaşmayın derim.

Sizlerinde gerekli yada değil gördüğünüz parça varsa yorum kısmına eklemeyi unutmayınnn 😉

blw ile geleceğin gurmeleri (mi) yetişiyor.

Hiç bir zaman iştahlı bir insan olmadım. (emzirme dönemini saymazsak 🙂 Hatta bir dönem kilo almaya çalışmak gibi enteresan huylarım vardı. Böyle bir insanın bebekliğini sorsanız muhtemelen ‘ayy çok iştahsızdııı, hiç bişiyy yemiiyooduu‘ filan deneceğini sanırsınız ama işin aslı öyle değil. Bildiğiniz boğumları ısırılan bir bebeymişim. Yani işin özü, ne çocuğum yemiyor diye üzülmek, ne de obez olacak bu çocuk diye kahrolmak lazım. Çocuğunuzun keyfi yerindeyse gerisi boş… Peki bu çocuk az ya da çok birşeyler yiyecek ama nasıl yiyecek?

Ben Nefes doğduğundan beri hiç yeme konusunda zorlamadım onu, ne kadar isterse o kadar yedi, emdi…  Hatta  ilk doğduğu zamanlarda ağlamasını susturamayan, bana getirip ‘açç bu çocuk açç‘ diyordu emzirmem için, bense her ağladığında bunun açlık tabanlı olmadığını anlatmaya çalışıyordum 🙂 Böylece Nefes hiç ‘ağladığımda o meme bana gelir arkadaş’ mantığında bir çocuk olmadı. Hala da ağladığında istediğinin olacağından bir haber garibim 🙂

6. ayda değişen hayatlar ile başlıyor meselemiz…

Anneler ( ve şimdilerde bir çok baba) bilir. 6. ayda ek gıda denen olaya başlanıyor. Yoğurttu, kabaktı, havuçtu derken nasıl yedireceğini bilemediğinden bir bakmışşsın çocuğa lapayı yediriyorsun. E insan korkuyo tabi doğduğundan beri sıvı şeyler tüketen çocuğun eline havucu vermeye.. Hemen karıştırılıyor kitaplar, tarifler… Blw denen şey dikkatimizi çekiyor. Tanımını bilen bilir ama tekrarda fayda var ‘baby led weaning‘ nam-ı diğer ‘bebeğin kendi kendine beslenmesi’ meselesi. Ben klasik yöntemle blw yi karıştıran annlerdenim. Klasik dediysek  herşeyin rondodan geçirilerek yapıldığı püreye karşıyım. Çocuğa çiğnemeyi öğretmiyo filan diye diil, görüntü çok itici. Bulamaç gibi bir şeyi çocuğa ver, ne tat, ne zevk ne renk olsun yemekte! Sonra deki ‘çocooom brokoli yemooyooor!’ Bırak havucun turuncusunu görsün çocuk. Sonra sadece tavşan kardeşin yediği bir şey sanmasın kitaplardan öğrenip!

Bir itiraf şart tabi burda 🙂 Blw yi de öyle hunharca  (tam anlamıyla 🙂 değil kendimce  ve oldukça temiz (!) yaptığımı söylemeliyim. Başak burcuyum tabi bazı şeyler değişmiyor 🙂 Yok canım yere çöp poşeti yaymayı da denedim, mavisi bizimkinin dikkatini çekti, ne iştah kaldı ne bişiy, ona bakmaktan yemek yiyemedi. Siyahından korktu 🙂 Çöp poşetinden vazgeçtik, o dağıtıyor, biz siliyoruz… Birde buharlı temizlik makinası ile 145 °C’lık buharla üstünden geçince miss gibi oluyor yerler, hemde hijyenik merak etmeyiniz titiz anneler 😉

Dedim ya herseyi önüne bırakıp tam anlamıyla blw yapmaya hem vaktim hem sabrım pek müsade etmedi. Bir yandan kaşıkla yedirirken diğer yandan dilimleyip de verdiğimizde, bir süre sonra dilimli kısmının daha çok hoşuna gittiğini  kendisi farketti bizimki. Ama hani kaşıkla verince de lüp lüp yemesini biliyor 🙂 Lakin yiyeceği büyük parçalı şeylerse ( köfte, omlet gibi) bir ingiliz asilzadesi gibi eliyle ‘nooo’ işareti yaparken kafasını da sola çeviriyor. O zaman anlıyoruz ki kendi yemek istiyor. Parçayı yavaşça önüne bırakıyoruz 🙂

tercih

ve denemeler ardı ardına devam ediyoor. işte benim bazı ufak tecrubelerim;

  • Armut  ve şeftali yumuşaklarından seçilince çiğ olarak verilebiliyor.
  • Muz genelde elinden kaydığı için kabugunu bıçkla keserek şapka gibi cıkarın. Kabuğundan tutunca kaymıyor. Yedikçe yine bıçakla halka halka kabuğu soyabilirsiniz
  • Kabağı ve havucu haşlayınca süresini ayarlayamadığım için fazla yumuşak olabiliyor, o sebeple bunları genelde fırınladım . Patates ile birlikte harika oluyor. Rengine göre istediğini seçiyor küçük gurme…

ilk bir kaç ay için bu kadar tüyo bana yetti . Ama blw dediğiniz engin bir deniz. Okumak, deneyimlemek, paylaşmak gerek…

img_3485

img_3486
ilk deneme için 2 dişle anca bu kadar kemirilebildi.. 
havuc-blw-sonu
hiç fena değil…

blw-sonu

 

Hiç unutmam henuz 6 aylıkken eline şeftaliyi verdiğimde görenler  çok gülmüştü.

Ah ilahi Sinem çocuk tutamıyo bile nasıl karnı doyacak??

Ama işte sen o gün verme, bir ay sonra verme, o çocuk hiç kendi yemeyi öğrenemiyor ki…

Valla şu videonun sonunda o elinden habire kayan  şeftaliyi  ağzına atabiliyo ya, o surattaki mutluluğu görmek benim için herşeyden öte bi mutluluk… Bunu yapabilmek 1,5 ayımızı aldı ama başardık be arkadaş!! Şimdilerde 1 yaşını geçti ve bildiğin önüne konulan yiyecekleri tadıyo, istediği kadarını yiyor, doyduğunda bırakıyor. O yemeğini tadarken biz de kendi yemeğimizi yiyoruz. Konuşmaya tam anlamıyla başladığında masa başı sohbetlerine de ortak olacağı kesin gibi duruyor 😉

İşte bizim kızın kaşıkla ve elle başlayan blw macerasıından bir derleme de burda…

Su an bu yöntemi deneyen pek çok anne var. Bu konuda açılmış sosyal medya grupları mevcut. Çok da güzel  paylaşımları oluyor. Dedim ya bu konuda uçsuz bucaksız bilgiler var. İstediğiniz miktarda alıp güzel gurmeler yetiştirmek tamamen elinizde 😉 Sonradan gurme olacağına Nefes hanım bebeklikten gurme 😉

Kara oturma üşütürsün!

Yıllarca bu cümleyle büyüyen 79 model bir kişi olarak söylüyorum ki bu cümle bazıları için geçerli değil !!

kar-nefes

Bu yazıyı yazmak için özellikle yağan karın tamamen ortadan kalkmasını bekledim. Ufaklığın hasta olmaması da önemli tabi. Hoş buralarda hala kar var ama, yine de artık bişiy olmaz diye yazıyorum!!

Nefes kış bebesi, onu karla geçen sene bu zamanlar sembolik olarak tanıştırmıştık.

Hatta  40’ı uçurulmamış çocuğu sitede gezmeye çıkarttığımızı duyan anneannemiz kalp krizinin köşesinden dönmüştü. E bu sene resmi bir tanışma olmalıydı değil mi?

Kazak giymeye bile  sıkılan bir çocukla kar yağdığında  ne yaparsınız? Ayağındaki kar botu değil, pantolonu gayet kumaş, atkı ve  bere Allah’ın emri tabi de eldiveni giydiremedik. Fotolarda eldiveni varsa da poz verebildikten 10 saniye sonra çıkartlıyor! Çünkü karları bizzat hissettmek istiyor! Bende bere, eldiven, mont üçlüsü, içlik, kışlık bot varken çocuğumu böyle kara  çıkartmak hakikaten bir suçluluk hissi yaşatıyor tabi ama yapacak bişiy yok.

Aslında Nefes doğduğundan beri onu hiç kat kat giydirmedik. Alışmayınca da sonradan olmuyor böyle şeyler 🙂

Diyeceğim kısa ve öz! Alıştırmayın. Siz de insansınız, sonra giydiremediğiniz ilk fırsatta, rüzgarın estiği ilk dakikada, unutuverdiğiniz bir anda o çocuk hasta olacak!!! Her daim yanında olamayacaksınız, bunun bakıcısı var, yuvası var, okulu var.. var da var… Ben bir de sıkıntılı bir anneyim, öyle onu yap bunu yap, kafanı kapa, üstünü ört, altını aç diyemem. Bir çok şeyi kendisi yapmayı öğrenmeli. Blw’ye de başlama sebebim buydu. Ben öyle yıllarca ağzına yemek tıktıramam çocuğum. Hiç unutmam bir gün anneanneden fırçayı yemişliğim bile var;

-ee bırak kızım bezini de kendi değiştirsiiiiiiiiinn 🙂

Neyse işte zaten o kat kat giydirdiğiniz penye bluzların ısıttığı yok, üst üste giyilen hırkalarında terletmekten başka etkisi yok. Bırakın ferah takılsın yeni nesil bebeler. Folik asit çocuğu bunlar maşallah hiçbişiy olmaz. Boşuna mı içtik hamilelikte o vitaminleri filan 🙂

Alın size örnek videolar, vallahada hepsi gerçek… Bir de elleriyle yediği kar yetmediği için kafasını kara gömdüğü video var onu da bulursam ekliycem! ”Bi mışıllıhınızı alırıs” :)))

Karda kar yiyen bir yaşında bebe için tıklayınız 🙂

Dışarı çıkmadan da kar yiyebilen bebe için tıklayınız! 🙂

Çeşit olsun linke tıklamaya üşenenler için bu da you tube videosu ;

 

Sonuç olarak ‘kara otur canım,  üşüyünce kalkarsın’ !!!